ÇAKRALAR ÜZERİNE / 2.BÖLÜM
Biraz çakralarla ilgilenmiş olanlar eminim bilirler ki Hint sistemindeki yedi çakra birbirinİ dengeleyebilir derler. Çakra dengeleme için dolu öneri vardır, ben size buradan öneride bulunmayacağım sadece sistemin nasıl işlediğinde değindiğimde siz zaten kendinize en uygun olanı algılarsınız. Çakranı açıyorum, gel çakranın dengeleyelim diyenlere şüpheyle bakmanızda fayda var. Neden mi? Çünkü çürüme de iyileşme de içten gelir ve dışarıdan müdahale ile düzeltilemez. Ancak biz kendimiz düzeltebiliriz…
Peki en basit denge nasıl oluşur kısaca üzerinden geçmek istiyorum. Çakralar sırasıyla şunlar:
1.ÇAKRA – KÖK ÇAKRA – MULADARA (1 – 7 yaş arası) TOPRAK
2.ÇAKRA – SAKRAL ÇAKRA – SVADHISTANA (8 – 14 yaş arası) SU
3.ÇAKRA – KARIN ÇAKRA – MANIPURA (15 – 21 yaş arası) ATEŞ
4.ÇAKRA – KALP ÇAKRA – ANAHATA (22 – 28 yaş arası) HAVA
5.ÇAKRA – BOĞAZ ÇAKRA – VISHUDDHA (29 – 35 yaş arası) ETER
6.ÇAKRA – ALIN ÇAKRA – AJNA (36 – 42 yaş arası) ELEMETİ YOK
7.ÇAKRA – TAÇ ÇAKRA – SAHASRARA (43 – 49 yaş arası) ELEMENTİ YOK
Çakraların yaşlara göre değişimiyle ilgili de birçok teori vardır ama benim en çok karşıma çıkan yedi yıla bir çakranın gelişimidir. Yaşa göre gelişimi de yukarıda parantez içinde görebilirsiniz.
Yedi çakrayı yazarken özellikle ilk beşini ayırdım çünkü ilk beş çakranın dünya üzerinde var olan elementlere sahipler. Diğer iki çakranın elementleri yok buna birazdan yazacağım am ilk önce dengelerine bakalım.
Hint çakra sisteminde en temel denge üst ve alttaki çakranın birbirini tamamlamasıyla oluşabilir. Ortada kalan ve sevgiyi temsil eden kalp ise her çakrayı besleyebilir hatta aynı elementi hava gibi sevgi de herşeye dokunabilir. Dolayısıyla hayatta da sevgiyle yaklaşmak, hoşgörü ve anlayış içerisinde tavır almak yaşam kalitemizi artıracaktır. Bu sisteme göre birbirini tamamlayan çakralar demek ki:
- KÖK ÇAKRA ile TAÇ ÇAKRA
- SAKRAL ÇAKRA ile ALIN ÇAKRA
- KARIN ÇAKRA ile BOĞA ÇAKRA
Şu yazdıklarım tamamen ezbere dayalı bilgi oldu aslında şu ana kadar. Doğru ama nasıl dengeler bu çakralar birbirini? Bunu anlayabilmek için çakraların tavır ve davranışlarımıza nasıl yansıdığına kısaca bakmak gerek.
Çakralarla ilgili dolu denge var bu dengeler ruhsal, zihinsel, psikolojik veya fizyolojik olabilirler. Bu yüzden de buraya yazdıklarımla kafanızdaki soru işaretlerine cevap bulabilir misiniz emin olamıyorum çünkü ilk yazımda da bahsetmiş olduğum gibi çakralar konusu dipsiz bir kuyudur.
Daha anlaşılır olması için temsil ettikleri özelliklere genel bir göz atalım:
KÖK ÇAKRA – Hayata karşı sağlam durabilmek, yaşama arzusu, hayatta kalmak, kendi varlığını koruma, güven, topraklanma, atalara güven
SAKRAL ÇAKRA – Cinsellik, şehvaniyet, üreme, soyu korumak, yaratıcılık, yaratıcı yaşam enerjisi
KARIN ÇAKRA – irade gücü, özgüven, benlik gelişimi, kendini kontrol etme, hisler, hassasiyet, güç, yaptırım gücü
KALP ÇAKRA – Aşk, merhamet, insaniyet, sevgi, güvende hissetmek, açık olmak, hoşgörü, iyilik
BOĞAZ ÇAKRA – İletişim, kelimelerin anlamlarının farkında olmak, ilham, gerçek, ruhani güç, sentez, yaratıcılık, müziğe yatkınlık
ALIN ÇAKRA – Sezgi, bilgelik, bilgi, hayal gücü, imgeleme, öz-farkındalık
TAÇ ÇAKRA – Spiritüalizm, ruhani dünya deneyimi, Tanrı’yı anlama, aydınlanma, kendini anlama, kozmik birleşme, dindarlık, evrene bağlılık
Her çakranın kendine ait korkuları vardır. Örneğin kök çakra enerjisi ağır basan insan madde dünya ile ilgili kayıplar için endişelenirler. Hemen dengeleyene baktığımızda Taç Çakra olduğunu görüyoruz. Taç çakranın temsil ettiklerini önemse ki madde dünyada dengeni bul der bize. Madde dünya geçicidir o yüzden biraz kendini, evreni anlamaya odaklan ruhani yönünün ortaya çıkmasına izin ver ki denge oluşsun.
Tek bir örnekle dengeyi anlatmak istiyorum…
Kök çakra enerjisi ağır basan insan işi olsun, evi olsun, eşi, çocukları olsun ister çünkü bu ona güven verir. Ama hangi işte çalışıyor, hangi evde oturuyor, eşi kim, çocukları nasıl, evi nasıl onun için pek de önemli olmaz o sadece böyle bir düzen içerisinde kendini güvende hissetmeyi kendine hedefler. Elementi topraktır kök çakranın ve ayaklarımızın yere sağlam basmamızı sağlar. Fazla atıp tutan insanlar için en sık kullandığımız tabirlerden biri de yüksekten uçma veya ayakların biraz yere bassındır. Ayaklar ama yere fazla basıyorsa biraz o katı halden ruhani hale geçmekte fayda vardır denge için. Fazlasıyla Taç Çakra özelliklerine kapılıp gitmek de ruhsal dengeyi bozar çünkü hiçbirimiz ruhlar aleminde yaşamıyoruz hepimiz madde dünyada yaşamımızı sürdürüyoruz.
Herkeste bir Alın ve Taç Çakra merakı vardır. Oysa bu bile bazı zamanlar yanlış anlaşılıyor. Biz insanoğlu olarak madde dünyada yaşayan madde varlık halini almışız. Taç ve Alın çakra bize sen artık Osho oldun, Buddha oldun, Mevlana kadar aydın bir insansın demez. Asıl şunu der:
Sen ilk önce dünyada elementi olan çakraların temsil ettikleriyle başa çık sonra yukarıya doğru bak. Fakat insanlar nedense ilkokula gitmeden üniversite okumak istiyorlar ve çakra sistemi de bundan farksızdır. Hepsinin bir zamanı vardır ve zorla oldurtulacak durumlar değildir. Zorla yapılan her durum beraberinden yapaylığı getirir ve gerçeklerden uzaktır.
Madde dünyayı kısaca çakralar bakışıyla toparlarsak özeti şudur; sen ilk önce hayata kök çakra ile hayata karşı topraklanma ile güvenini oluştur. Sonra sakral çakra ile sahip olduğun yaratıcılığı açığa çıkartıp onu su gibi akışa bırak, karın çakranın elementi olan ateş gibi yanıp kül olduğun her an yaşam sevinciyle hayata tutun ve tekrar diril. Kalp çakranın temsil ettiği sevgi ve empati duygusunu dengede kullanarak kendine zarar verme ve Boğaz çakra enerjisiyle kendinle olan iletişimini bir düzene sok, kendine dürüst ol ki çevrendeki iletişim de dürüstlük üzerine kurulu olsun. Bunları yapabiliyorsan artık ikilemin ortadan kalktığı Alın çakraya ve maneviyata hazırsın. Bu çakra sana artık kadın, erkek, çocuk, havyan ayrımı yapmadan onlara bütünsel anlamda evrensel varlıklar olarak bakmana kapı açar bu da bizi aydınlanmaya götürür. Aydınlanma da çok havalı bir şey değildir. Bize der ki elementi olan beş çakranın temsil ettikleriyle yaşadığın madde dünyada başa çık ve maneviyat için de vicdanınla yaşa. Asıl denge madde ve manevi dünya arasındaki dengeyi oluşturabilerek yaşamaktan meydana gelir. Bilmişlik yaparak bilge olunmaz, bilmişlik ile bilgelik arasında çok ince bir çizgi vardır.
Tabii bu çakralara bakarken de o kadar kısıtlı bakılıyor ki sadece sistem içerisinde bakıyoruz halbuki yukarıda kısaca üzerinden geçtiğim konu çakraların kendi içindeki dengesidir ve şahsın kendine ait olandır ama kişi kendini eşiyle, arkadaşlarıyla veya ailesiyle de dengeleyebilir. Kendi kök çakra enerjisi zayıf olan eş olarak güçlü kök çakra enerjisi birine denk geldiğinde de denge oluşur.
Ülke bazında baktığınızda kök çakrayı örnek vermeye devam etmek istiyorum. Kök çakra aynı zamanda Hint mitolojisindeki Ganesh Tanrı’sını temsil eder. Kendisi fildir ve bereketi temsil eder. Bereket ise topraktan çıkar yani kök çakranın elementinden. Bir ülkenin kalkınmasını isterseniz aynı GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün yaptığı gibi ilk ülke tarımını kalkındırırsınız. Ülkede bereketi yok etmek ve o ülkeyi zayıf düşürmek isterseniz de ilk tarımı bitirirsiniz.
Sevgiyle kalın, geniş açıyla bakın 😉