ÇAKRALAR (1.bölüm)

ÇAKRALAR ÜZERİNE  / 1.BÖLÜM

 

Çakralar konusu gerçekten dipsiz bir kuyu gibidir. Bir haftadır ne yazsam diye düşündükçe ilk önce enerji sistemini basitçe bir anlamak gerektiğine karar verdim ve yazıyı bölüm bölüm yayınlayacağım.

İlerleyen zamanlarda çakralara teker teker bakış, sebep oldukları ruhsal durumlar nelerdir, psikolojik etkileri nedir,  hangi fizyolojik rahatsızlıktan hangi çakra sorumludur, daha sağlıklı olmak için neler yapılabileceğine değiniyor olacağım. Yazı kaç bölüm olacak henüz ben de bilmiyorum ama çakram açık mı kapalı mı diye merak ediyorsanız şunu baştan bilin. Çakra musluk değildir dolayısıyla açıp kapanmaz. Çakraların enerji akışındaki hız değiştikçe tepkiler de değişir.

Çakra nedir sorusunun en temel cevabı belki kelime anlamına en yakın olan ışıktan tekerlektir desek yanlış olmaz. Enerji kanalları olarak bilinir ve dünyada kabul gören temel ve yedi ana çakrası olan Hint çakra sistemidir. Aslında Maya’lar, Enka’lar ve geçmişe ait birçok medeniyette çakra inanışı mevcuttur sadece tanımlama şekli, çakra sayıları farklıdır.

İnsanoğlu aslında içgüdülerinden çok zihnin kontrolü altındadır. Halbuki kalbimiz beynimizden beş bin kat daha fazla manyetizma yayar dolayısıyla hislerimiz bizi yanıltmaz ama düşüncelerimizi şekillendiren zihin yanıltabilir.  Neyi daha fazla düşünürsek zihin onu alışkanlık haline getirerek doğru kabul eder ve genel olarak da onu göz önünde bulundurarak yaşamımızı sürdürmeyi daha doğru buluruz. Alışkanlık haline gelen normal olan olur, nadiren karşılaştığımız başa çıkılması daha zor ve sıkıntılı durum haline gelir.

Çoğu zaman zihnin ürettiği sınırsız düşünceler unutuldu sanıyoruz ama aslında onlar unutulmuyor. Unutuldu sanılan düşünce ve istekler zihnin derin tabakasına yerleşip burada birikirler aslında bunlara çöplük de diyebiliriz. Bu psişik oluşumların altında zihnin temel eğilimleri yatar. Bu eğilimlerin oluşumu da, yani bu tepkiler de birikmiş reaksiyonlara bağlıdır.

İnsanoğlunu biyolojik bir makine olarak kabul edelim. Bu makineyi biliyoruz ki salgı bezleri kontrol ediyor. Bu kontrolü kişi kendi ele alırsa bedenen ve zihnen becerilerini geliştirmek için adım atmış olur. Kontrol altında almayı başarıyorsak biyolojik değişim gerçekleşecektir, biyolojik değişimle birlikte kişi psikolojik yönden etkilenecektir, böylece kişinin verdiği tepkiler ve duygusal yansımalar da değişecektir. Bedenimizde her şey bir ağ gibi birbirine bağlıdır, bütünün parçalarıdır, dolayısıyla biyolojik değişim sinir hücrelerinin ve sinir ağının değişimidir. Tüm bu salgı bezleri kontrol altına alındığında çakralarda akan enerjiyi yönetebilme gerçekleşir.  Peki bu çakraların salgı bezleri üzerinde etkileşimi nasıl gerçekleşir? Çakraların titreşimleri salgı bezlerini de titreşime sokarak onları faaliyete geçirerek hormon salgılamalarına vesile olur.

Çakralar bedendeki enerji sisteminin çekirdeğini oluşturur. Çakralarla birlikte anılan bir de Nadi’ler vardır? Nedir peki bu Nadiler? çakralardır. Hint Yoga sisteminde en çok duyduğumuz kavramlardan biri de Prana’dır ve genelde yaşam enerjisi olarak çevrilir. Prana ise bedenimizde karmaşık olarak değil belirli ince kanallardan akar, bu kanallara ise Nadi adı verilir. Nadiler bütün bedene yayılırlar. “Nad” kelimesinin anlamı ise akmaktır. Yoga geleneği 72.000 Nadinin olduğunu söylerken bazı yerlerde 350.000 Nadi olduğunu doğrular.   

Nadilerin oluşturduğu ince ağ bütün bedeni kaplar. Her Çakradan binlerce Nadi ışın olarak dışarıya yansır. Nadiler yaşam enerjisini bütün bedene dağıtır. Enerji kanalları nadilerdir, nadileri kontrol eden ise çakralardır.

Birçok Yoga çeşidinin amacı bu enerji nehrinden oluşan Nadileri harekete geçirmektir. Yapılan uygulamalar Nadilerdeki blokajları ortadan kaldırabilir. Her çakradan binlerce Nadi çıktığı için Çakra enerjisinin Nadilerdeki blokajları da ortadan kaldırması için fayda sağlar.

Bedenimizde 3 tane ana Nadi kanalı vardır ve bu kanallar omurgayla birlikte yukarıya doğru uzanırken omurga üzerinde farklı noktalarda kesişirler. Sinirlerin yoğunlaştığı bu noktalar çakralardır. Bu 3 ana Nadi Susumna, İda ve Pinagala’dır. Susumna omuriliğin ortasından geçer. İda ve Pingala omuriliğin iki tarafından geçer ve sempatik sinir sistemine karşılık gelir ve her iki burun deliğinde sona erer.  İda sol burun deliğinde Pingala ise sağ burun deliğinde son bulur.  İda, Pingala ve Sushumna’daki enerji akışı engelsizse ancak çakralar serbest kalırlar.

Çakra çizimleri lotus çiçeğiyle sembolize edilir. Her lotus çiçeğinin farklı sayıda taç yaprağı vardır.  Her çakranın karşılığında ise salgı bezleri vardır. Nefes ile bilinçli yapılan hareketler çakra enerji kanalları üzerinde akışı dengelemeye başlar, karşılığında salgı bezleri olduğundan dolayı bedenin fizyolojik olarak sağlıklı çalışmasını da kesinlikle destekler. Yoganın hangi türünü yaparsak yapalım, düzenli olarak Yoga duruşlarını (asana) yapmak çakraları etkiler. Böylece çakralara bağlı olan eğilimler de kontrol edilir bir hal alır. Peki nedir bu çakraların eğilimleri diyeceksiniz. Bunlardan bahsedeceğim ama yazı yeterince uzadı artık bu konu ikinci bölüme kaldı J

 

 

 

Bookmark the permalink.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir