Bazı kalıp düşünceleri o kadar benimsemişiz ki hiç anlamıyorum, anlamak da istemiyorum!
– Benim yaşım geçti, ben yapamam, artık olmaz, daha genç olsaydım olurdu….- bunları duymak gerçekten içimi şişiriyor!
– Zaten bir şeyi denemeden yapıp yapamayacağına karar verebiliyorsan seni tebrik ediyorum! Büyük ihtimalle 1 saniyede 100 trilyon veri alabilen beyninde yanlış giden bir şeyler olmalı.
Kim uyduruyor böyle yalanları?
Kimin uydurduğunu ben size hemen söyleyeyim. – Tabi ki biz, – “kendimiz!”
Bizden başka kim böyle bir şey düşünce ortaya atsın ki? Neden söylediğimiz de çok açık ortada. Yapmak istemediğimiz, özellikle de yapmaya üşendiğimiz her şeye kılıf bulmada dünya markasıyız.
Halbuki ne demişler: “Nerde hareket, orda bereket”!
Ne yazık ki Türk insanının spor, yoga, koşma veya benzer bedensel aktiviteleri yapma alışkanlığı pek yok. Gerçi gözlemlerimden yola çıkarsam yeni neslin bu konuda daha bilinçli olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
Yaklaşık 20 yaşındayken yakın yerler bisikletle gitme alışkanlığım vardı, yıllardır beni tanıyan insanlardan biri bana bir gün şunu dedi: ”Kocaman oldun artık bisikleti bırak da araba kullan.”
Bu zihniyet nasıl işliyor acaba?
Ayrıca Türkiye’de spor denince akla ilk gelen ne yazık ki sadece futbol. Çok keyifli bir spor, asla olumsuz eleştirim olamaz çünkü ben de çok seviyorum ama başka spor dalları için emek harcayanları da unutmamak gerekir. Her şeyden önce de sadece maç takip etmektense bir an önce kendi enerjimizi yükseltmek adına hareket etmek bizim için faydalı olacaktır. Vücudumuzdaki enerjiyi dengelemediğimiz sürece daha sağlıksız ve miskin oluyoruz. Bize zor geldiği anda “hadi şimdi” dediğimizde kendimize en büyük hediyeyi vermiş oluyoruz aslında. Spor yapmak istemiyorsan, Yoga yapmak istemiyorsan belki de dans etmeyi denemelisin.
Kendi adıma şunu söyleyebilirim sporu çok seviyorum fakat Yogayı daha çok seviyorum. Bunun sebebiyse Yogada insanın benden ve nefes farkındalığını artırıyor, bedenimdeki gelişimi hissederek yaşıyorum. Ayrıca artan bu farkındalığı bir süre sonra hayatınıza da yaymaya başlıyorsunuz. Kendinize karşı daha saygılı ve sabırlı olmaya başlayınca çevrenizdeki insanlara merhamet dolu bakıp az da olsa önyargılardan kurtulup herkesi ve her olayı farklı değerlendirebiliyorsunuz. Yogada yaş ve hastalık derecelerinin sınırları yoktur,- herkes Yoga yapabilir ve keşke herkes Yoga yapsa. Sadece hastalıkta deneyimli eğitmenleri tercih etmek daha sağlıklı olacaktır.
Yoga, spor, dans her neyse yaptığınız veya yapmak istediğiniz her neyse onu su içmek gibi günlük hayatınıza dahil etmelisiniz. Kışın spor, yazın yan gel yat modunda olanların da bu işi kendileri için değil sadece görsellik adına yaptıklarını düşünüyorum. Kötü bir şey mi? Sanmam, hiç yapmamaktan iyidir.
Unutmamalı ki hiçbir şey zorla olmaz. Kişi bunu kendi içinden geldiği için yapmalı, mecbur hissettiği için değil.